Alıntılar

SERMAYE PİYASASI KURULUNUN PAYLARIN İLK HALKA ARZI ÖNCESİ UYULACAK ÖN ŞARTLARDAKİ TUTARLARIN İNDİRİMİNE İLİŞKİN KURUL İLKE KARARI

Uncategorized

Kurul Karar Organı’nın i-SPK 128.22 (28/03/2024 tarihli ve 18/505 s.k.) sayılı İlke Kararı:

PAYLARIN İLK HALKA ARZI ÖNCESİ UYULACAK ÖN ŞARTLARDAKİ TUTARLARIN İNDİRİMİNE İLİŞKİN KURUL İLKE KARARI

Halka açılma amacıyla Kurulumuza başvuran ortaklıkların özellikle sektörel bazda farklılıklarından kaynaklanan finansal tablolarındaki tutarlarda belirli bir düzeye ulaşmanın zorluğu ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından 31.10.2023 tarihinde onaylanan 12. Kalkınma Planı (2024-2028) da dikkate alınarak, sermaye piyasaları yoluyla ülkemiz ekonomisindeki cari açığın azaltılmasına katkı sağlamak, bu suretle ülkemiz büyümesini cari fazla yaratarak sürdürülebilir kılmak ve ayrıca yeşil ve sürdürülebilir büyümeye katkı sağlamak amacıyla sektörel bazda farklı düzenlemeler yapılmasında fayda mülahaza edilmiştir. 12. Kalkınma Planı’nda Enerji, Kimya, Tarım ve Savunma Sanayi öncelikli sektörler arasında belirlenmiştir. Bu kapsamda, 12. Kalkınma Planı’na paralel olarak belli sektörlerde faaliyet gösteren aşağıdaki şartları haiz ortaklıklarla sınırlı olmak üzere, VII- 128.1 sayılı Pay Tebliği’nin 5 inci maddesi ikinci fıkrası kapsamında II-16.1 sayılı Ortaklıkların Kanun Kapsamından Çıkarılması ve Paylarının Borsada İşlem Görmesi Zorunluluğuna İlişkin Esaslar Tebliği’nin (II-16.1 sayılı Tebliğ) 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan aktif toplamı ve net satış hasılatı tutarlarında indirim yapılmasına karar verilmiştir. Buna göre gerçekleştirilecek halka arz başvurularında;

a) Yenilenebilir enerji sektöründe faaliyet gösteren ve Kurul düzenlemelerine uygun olarak hazırlanmış ve özel bağımsız denetimden geçmiş başvuru tarihinden önceki son iki yıla ait finansal tablolar itibarıyla hasılatının en az %75’ini yenilenebilir enerji üretimi satışlarından,

b) Petrokimya sektöründe Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu lisansı ile üretim yapan ve Kurul düzenlemelerine uygun olarak hazırlanmış ve özel bağımsız denetimden geçmiş başvuru tarihinden önceki son iki yıla ait finansal tablolar itibarıyla hasılatının en az %75’ini petrokimya üretimi satışlarından,

c) Savunma sanayi sektöründe faaliyet gösteren veya söz konusu sektöre bilgi ve iletişim teknolojileri ve yazılım alanında hizmet veren, Kurul düzenlemelerine uygun olarak hazırlanmış ve özel bağımsız denetimden geçmiş başvuru tarihinden önceki son iki yıla ait finansal tablolar itibarıyla hasılatının en az %75’ini savunma sanayine yönelik üretim / hizmet satışlarından, ç) Tarım sektöründe faaliyet gösteren ve Kurul düzenlemelerine uygun olarak hazırlanmış ve özel bağımsız denetimden geçmiş başvuru tarihinden önceki son iki yıla ait finansal tablolar itibarıyla hasılatının en az %75’ini tarımsal üretim sonucu elde edilen işlenmemiş ham ürün satışlarından,

d) Yeşil ve dijital dönüşümü destekleyerek ileri teknolojiye dayalı yüksek katma değer üreten yenilikçi ve ölçeklenebilir bir iş modeline sahip olduğu bir kamu otoritesi tarafından belgelendirilen ve aşağıdaki şartlardan herhangi ikisine sahip olan,

1. Başvuru tarihi itibarıyla, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (Bakanlık) tarafından Teknoloji Geliştirme Bölgesi olarak belirlenen bölgelerin birinden kabul almak ve bu bölgedeki faaliyetlerine devam etmek,

2. Başvuru tarihi itibarıyla, 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bakanlık tarafından onaylı ve aktif Ar-ge Merkezi’ne sahip olmak,

3. Son beş yıl içerisinde Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından verilmiş geçerlilik süresi devam eden patent belgesine sahip olmak,

4. Son beş yıl içerisinde T.C. Küçük ve Ortak Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) Ar-ge, Ür-ge ve İnovasyon Desteği kapsamında destek almak,

5. Son beş yıl içerisinde başlamış veya tamamlanmış kamu destekli Ar-ge projesine sahip olmak. Kurul düzenlemelerine uygun olarak hazırlanmış ve özel bağımsız denetimden geçmiş başvuru tarihinden önceki son iki yıla ait finansal tablolar itibarıyla hasılatının en az %75’ini bu faaliyetlerden elde eden ortaklıklar için II-16.1 sayılı Tebliğ’in 8 inci maddesinin (a) ve (b) bentlerindeki tutarlar aşağıdaki şekilde uygulanır.

TL                                          2022 Yılı İçin                    2023 Yılı İçin

Net Satış Hasılatı               180.000.000                    270.000.000

                                           Aktif Toplamı                       300.000.000                  450.000.000

Yukarıdaki maddeler kapsamındaki ortaklıkların, Kurul düzenlemelerine uygun olarak hazırlanmış ve özel bağımsız denetimden geçmiş finansal tablo dipnotlarında hasılatın faaliyetlere göre kırılımına yer verilmesi zorunludur.

Petrol Piyasasında Sahte Fatura Kullanma/Sahte Fatura Düzenleme Konularına İlişkin Getirilen Tedbirler ve Anayasa Mahkemesi Kararı Sonrası Nihai Durum

Uncategorized

Petrol Piyasasında Sahte Fatura Kullanma/Sahte Fatura Düzenleme Konularına İlişkin Getirilen Tedbirler ve Anayasa Mahkemesi Kararı Sonrası Nihai Durum

5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nda son 3 yılda önemli düzenlemeler yapılmıştır. Önce 7318 sayılı Kanun yayımlanmış daha sonra  Anayasa Mahkemesi’nin 28/9/2023 tarihli ve E.: 2023/35, K.: 2023/163 sayılı Kararı ile bu bendin “ve Kurum tarafından her türlü tesiste (rafineri hariç) lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçici olarak durdurulur” bölümü ve “ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez” bölümü iptal edilmiştir. Buna müteakip 7491 sayılı Kanun ile iptal edilen bölüm yeniden benzer bir şekilde yeniden düzenlenmiş ve ayrıca 5015 Sayılı kanuna geçici 8. madde ile 29/4/2021 tarihinden önce kira sözleşmesi ile kullanım hakkı devredilmiş ve devralan adına lisanslandırılmış tesislere ilişkin özel bir hüküm eklenmiştir. Şimdi konuyu tarih sırasıyla açıklayarak nihai duruma yer vereceğiz.

1- 7318 Sayılı Kanun Petrol İstasyonlarının VUK’un 359. Maddesi Kapsamında İşlediği Suçlar Sonrasi Tedbiler Getirilmiştir.

7318 sayılı kanun 30 Nisan 2021 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, petrol piyasasına yönelik önemli düzenlemeler içermektedir.

5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu ile petrolün doğrudan veya işlenerek güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumuna ilişkin piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi ve istikrarlı biçimde sürdürülmesi hedeflenmektedir. Bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için piyasada haksız rekabetin önüne geçilmesi ve tüm tarafların mali ve teknik mevzuata uygun davranmalarının sağlanması son derece önem arz etmektedir. Bununla birlikte son 2-3 yılda akaryakıt kaçakçılığının yerini, halk arasında “fatura ticareti” olarak bilinen mali usulsüzlüklerin aldığına ilişkin ciddi emareler karşımıza çıkmıştır. Bu tür usulsüzlüklerin ciddi boyutlarda vergi ziyaına neden olmuş, piyasada faaliyet gösteren taraflar arasındaki rekabete de zarar vermiştir.

Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesine eklenen (ç) fıkrası ile akaryakıt piyasasındaki kayıt dışılık ile etkin bir şekilde mücadele edilmesi ve belge düzenlenmemesi suretiyle birim fiyat üzerinden yapılan haksız rekabetin önüne geçilmesi amacıyla gerek kaçak alınan akaryakıtın gizlenmesi gerekse akaryakıt kaynaklı olarak ödenmesi gereken vergilerin alınan ve/veya satılan akaryakıta ilişkin fatura vb. belgeleri düzenlememek suretiyle ziyaa uğratılmasını engellemek için 5015 sayılı Kanuna göre lisansa tabi faaliyetler ile ilgili olarak, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinin (a) ve (b) fıkraları kapsamında; muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya bu belgeleri kullanma, belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme veya bu belgeleri kullanma suçları ile aynı maddenin (ç) fıkrasında yazılı suçların işlendiğinin anılan Kanunun 367 nci maddesi uyarınca Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesi ile birlikte durum, EPDK’ya iletilir ve EPDK tarafından her türlü tesiste (rafineri hariç) lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçici olarak durdurulur ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez. Kesinleşmiş mahkeme kararına göre lisans sahiplerinin lisansı iptal edilir. Bu bent kapsamında kalan fiillere ilişkin olarak verilen idari para cezaları ödenmediği müddetçe lisansa konu tesis için lisans verilmez. Bu bent kapsamındaki suçlara ilişkin vergi incelemesi sonuçlanıncaya kadar söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez.

213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (ç) fıkrasında yazılı suçların işlendiğinin inceleme sırasında tespiti halinde incelemenin tamamlanması beklenmeksizin, sair suretlerle öğrenilmesi halinde ise incelemeye başlanmaksızın Vergi Müfettişleri ve Vergi Müfettiş Yardımcıları tarafından bu tespitlere ilişkin rapor düzenlenecek ve rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla birlikte keyfiyet Cumhuriyet başsavcılığına bildirilecektir. Diğer taraftan, kamu davasının açılması için incelemenin tamamlanması şartı aranmayacaktır.

2- Anayasa Mahkemesi’nin 28/9/2023 tarihli ve E.: 2023/35, K.: 2023/163 sayılı Kararı İle Kanun Hükmünde Bazı Cümleler İptal Edilmiştir.

Enerji sektörü içinde önemli paya sahip olan petrol faaliyetlerinin yasal çerçevesi 5015 sayılı Kanun’da düzenlenmiştir. Anılan Kanun’un amacı; yurt içi ve yurt dışı kaynaklardan temin olunan petrolün doğrudan veya işlenerek güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içinde kullanıcılara sunumuna ilişkin piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi ve istikrarlı biçimde sürdürülmesi için yönlendirme, gözetim ve denetim faaliyetlerinin düzenlenmesini sağlamaktır.

Kanun hükümleri uyarınca petrol ile ilgili; rafinaj, işleme, madeni yağ üretimi, depolama, iletim, serbest kullanıcı ve ihrakiye faaliyetlerinin yapılması ve bu amaçla tesis kurulması ve/veya işletilmesi, akaryakıt dağıtımı, taşıması ve bayilik faaliyetlerinin yapılması için lisans alınması zorunludur. Petrol piyasasını düzenleme ve lisans verme görevi kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna (EPDK) verilmiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin 28/9/2023 tarihli ve E.: 2023/35, K.: 2023/163 sayılı Kararı özetle aşağıdaki gibidir:

“…İtiraz konusu kural uyarınca faaliyetin geçici olarak durdurulması tedbirinin uygulanması için öncelikle kuralda belirtilen vergi kaçakçılığı suçlarının işlenip işlenmediğinin tespiti amacıyla lisansa tabi faaliyet gösterenlerin eylemlerinin incelemeye konu edilerek Vergi Denetim Kurulu müfettişlerince bu mükellefler hakkında rapor düzenlenmesi gerekmektedir. Daha sonra vergi müfettişlerince yapılan inceleme sonucunda bu fiillerin işlendiği yönünde rapor tanzim edilmesi durumunda düzenlenen raporun geçici faaliyet durdurma işlemi yapılmaksızın Vergi Denetim Kurulu Başkanlığına intikal ettirilmesi ve rapor değerlendirme komisyonunun olumlu mütalaasından geçtikten sonra Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilerek suç duyurusunda bulunulması gerekmektedir. Son aşamada lisansa tabi tüm faaliyetlerin geçici olarak durdurulması tedbirinin uygulanması amacıyla Vergi Denetim Kurulu tarafından EPDK’ya bildirimde bulunulması ve EPDK tarafından denetim yetkisine sahip kolluk birimleri aracılığıyla ilgili tesis mühürlenerek lisansa tabi tüm faaliyetlerin kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar durdurulacağı anlaşılmaktadır.

Kuralla, petrol piyasasında vergi kaçakçılığıyla etkin şekilde mücadele edilmesinin ve bu nedenle devletin vergi kaybına uğramasının önlenmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla vergi kaybının ve suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla teşebbüs özgürlüğüne müdahalede bulunulmasının anayasal açıdan meşru bir amaca dayandığı sonucuna ulaşılmıştır. Ancak sınırlamanın meşru bir amacının bulunması yeterli olmayıp ölçülü olması da gerekmektedir.

Faaliyetin geçici olarak durdurulması tedbiri teşebbüsün ekonomik geleceğini tehlikeye düşürdüğünden oldukça ağır bir sınırlamadır. Bu bağlamda daha hafif bir sınırlama aracının bulunup bulunmadığı önem taşımaktadır. Faaliyetin geçici olarak durdurulması yerine teminat göstererek faaliyetin devamına imkân tanınması da başvurulabilecek araçlardan biridir. Ancak tedbire konu faaliyet alanında çok kısa sürede oldukça yüksek tutarlarda vergi kaçakçılığının yapılabilmesinin mümkün olması karşısında teminat gösterme yükümlülüğünün meşru amaca ulaşılması bakımından faaliyetin geçici olarak durdurulması kadar etkili sonuç doğurmayabileceği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla kanun koyucunun doğrudan faaliyetin geçici olarak durdurulmasını öngörmüş olmasının takdir yetkisi kapsamında kaldığı ve gerekli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Kanun dışı faaliyetin önlenmesi bakımından idarece yapılacak tespit üzerine faaliyetin geçici olarak durdurulması etkili bir araçtır. Söz konusu tedbir işleminin bir mahkeme tarafından uygulanması gerektiğine dair anayasal güvence bulunmamakla birlikte tedbirin yargısal bir tespit olmadan uygulanacak olması hatalı değerlendirmelerin yapılması ihtimalini de beraberinde getirmektedir. Buna karşın tedbir işlemine karşı Anayasa’nın 125. maddesi uyarınca idari yargı yoluna başvurulması ve açık bir hukuka aykırılığın bulunduğu hâllerde yargı mercilerince yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi mümkündür.

Diğer yandan faaliyetin geçici olarak durdurulmasına neden olan fiiller sebebiyle yapılacak ceza yargılamasının idari tedbir üzerindeki etkisi de orantılılık incelemesinde gözetilmelidir. Buna göre idarenin faaliyeti geçici olarak durdurma işlemi, Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar devam edecektir. 5015 sayılı Kanun’da tedbir işleminin değişen şartlara göre soruşturma ve kovuşturma aşamasında gözden geçirilmesine imkân tanıyan bir düzenleme bulunmadığı gibi kişi hakkında yürütülen ceza yargılamasında kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın veya beraat kararının verildiği ancak henüz kesinleşmediği döneme dair bir istisnanın da yer almadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla kişi hakkında yürütülen ceza yargılamasında idarenin tespitinden farklı bir değerlendirme yapıldığı durumlarda kuralın idarenin tedbir işlemini sebep unsuru yönünden yeniden gözden geçirmesine imkân tanımadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Bu itibarla tedbir işleminin değişen şartlara göre soruşturma ve kovuşturma aşamasında gözden geçirilerek kaldırılmasına veya bu süre zarfında faaliyetin geçici olarak durdurulmasında daha hafif tedbirin uygulanmasına imkân tanımayan kuralın kişilere aşırı bir külfet yüklediği ve kamu zararının önlenmesi biçimindeki amaç ile teşebbüs özgürlüğüne getirilen sınırlama arasındaki makul dengenin bozulduğu, kuralın orantısız, dolayısıyla ölçüsüz bir sınırlamaya neden olduğu anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 13. ve 48. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir

5015 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendinin birinci cümlesinin “…ve Kurum tarafından her türlü tesiste (rafineri hariç) lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçici olarak durdurulur…” bölümünün iptali nedeniyle uygulanma imkânı kalmayan anılan cümlenin “…ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez.” bölümünün 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince iptali gerekir.

4/12/2003 tarihli ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 14/2/2019 tarihli ve 7164 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değiştirilen 20. maddesinin ikinci fıkrasına 29/4/2021 tarihli ve 7318 sayılı Kanun’un 10. maddesiyle eklenen (g) bendinin;

“…ve Kurum tarafından her türlü tesiste (rafineri hariç) lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçici olarak durdurulur…” bölümünün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Muhterem İNCE’nin karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

“…ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez.” bölümünün 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince İPTALİNE OYBİRLİĞİYLE,…”

3- 7491 Sayılı Kanun İle İptal Edilen Bölüm Yeniden Benzer Bir Şekilde Yeniden Düzenlenmiştir.

5015 sayılı Kanun ile petrolün doğrudan ve işlenerek güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumuna ilişkin piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi ve istikrarlı biçimde sürdürülmesi gerekmektedir. Sağlıklı ve sürdürülebilir piyasa yapısının temini için kaçakçılıkla mücadele büyük önem arz etmektedir. Kaçakçılık faaliyetlerinin görünüm şekillerinden biri de halk arasında “fatura ticareti” olarak bilinen mali usulsüzlüklerdir. Bu doğrultuda Anayasa Mahkemesinin konuya ilişkin kararı da nazara alınarak, maddede yapılan değişiklikle, uzun sürmesi muhtemel adli süreç esnasında kaçakçılık faaliyetlerinin devam ettirilme ihtimaline karşılık oluşacak kamu zararını önlemek amacı ile muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya bu belgeleri kullanma, belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme veya bu belgeleri kullanma suçları ile ödeme kaydedici cihaza yönelik gerçekleştirilen fiiller ile ilgili soruşturma ve/veya kovuşturmanın bulunması durumunda faaliyetin geçici olarak durdurulacağı ve altı ayda bir Kurumca alınan kararın gözden geçirileceği hususu düzenlenmektedir. Belirtmek gerekmektedir ki, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmesi veya mahkemece kesinleşmesine bakılmaksızın mahkûmiyet hükmü dışında bir hüküm veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda faaliyete devam edilebilecektir. Diğer taraftan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı kesinleşme sürecinin kısa olması göz önünde bulundurularak, askıya alma kararının kalkması için söz konusu kararın kesinleşmesi aranmamaktadır. Kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karar ile ilgili olarak ise kesinleşme sürecinin kısa olması ve kaldırılması durumunda ara dönemde devirden kaynaklı oluşabilecek zararların önüne geçmek adına söz konusu kararın kesinleşmesi aranmaktadır.

Madde ile, söz konusu sektörün dinamikleri ve aktörleri de dikkate alınarak kamu yararı ve bireysel yarar arasında dengeli, ölçülü bir düzenlemenin hayata geçirilmesi amaçlanmaktadır.

Anayasa Mahkeme Kararı sonrasında 7491 sayılı Kanunun 48. maddesiyle birlikte, Akaryakıt kaçakçılığı ile mücadele kapsamında sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya bu belgeleri kullanma suçları ile ödeme kaydedici cihaza yönelik gerçekleştirilen fiiller ile ilgili soruşturma ve/veya kovuşturmanın bulunması durumunda geçici olarak faaliyetlerin durdurulması, haklarında bu suçlardan kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunanlara lisans verilmemesi sağlanmıştır.

4- SONUÇ

5105 sayılı Kanunun 20/g. Bendi ve geçici 8. Maddesi hükümleri aşağıdaki gibidir:

20/g; (Ek:29/4/2021-7318/10 md.) Bu Kanuna göre lisansa tabi faaliyetler ile ilgili olarak, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinin (a) ve (b) fıkraları kapsamında; muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya bu belgeleri kullanma, belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme veya bu belgeleri kullanma suçları ile aynı maddenin (ç) fıkrasında yazılı suçların işlendiğinin anılan Kanunun 367 nci maddesi uyarınca Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesi ile birlikte durum, Kuruma da iletilir ve Kurum tarafından her türlü tesiste (rafineri hariç) lisansa tabi tüm faaliyetler geçici olarak durdurulur ve bu süre içerisinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez. (Ek cümleler:27/12/2023-7491/48 md.) Kurum tarafından geçici durdurma işleminin kaldırılıp kaldırılmayacağı bu fıkrada yer verilen suçlarla sınırlı olmak üzere Cumhuriyet başsavcılığı veya mahkemelerden temin edilecek bilgilere göre altı ayda bir değerlendirilir. Ancak kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmesi üzerine ya da mahkûmiyet dışında bir hüküm veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde kesinleşmesi beklenmeksizin Kuruma yargı merciince bildirilmesiyle veya sair suretlerle Kurumca ıttıla edilmesi durumunda geçici durdurma işlemi Kurum tarafından kaldırılır. Kesinleşmiş mahkeme kararına göre lisans sahiplerinin lisansı iptal edilir. Bu bent kapsamında kalan fiillere ilişkin olarak verilen idari para cezaları ödenmediği müddetçe lisansa konu tesis için lisans verilmez. Bu bent kapsamındaki suçlara ilişkin vergi incelemesi sonuçlanıncaya kadar söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez.

Anayasa Mahkemesi’nin 28/9/2023 tarihli ve E.: 2023/35, K.: 2023/163 sayılı Kararı ile bu bendin “ve Kurum tarafından her türlü tesiste (rafineri hariç) lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçici olarak durdurulur” bölümü ve “ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez” bölümü iptal edilmiştir. Bu Kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra (14/8/2024) yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır.

27/12/2023 tarihli ve 7491 sayılı Kanunun 48 inci maddesi ile bu bendin birinci cümlesinde yer alan “ve Kurum tarafından her türlü tesiste (rafineri hariç) lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçici olarak durdurulur ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez” ibaresi “ve Kurum tarafından her türlü tesiste (rafineri hariç) lisansa tabi tüm faaliyetler geçici olarak durdurulur ve bu süre içerisinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez” şeklinde değiştirilmiştir.

Geçici Madde 8- (Ek:27/12/2023-7491/49 md.)

29/4/2021 tarihinden önce kira sözleşmesi ile kullanım hakkı devredilmiş ve devralan adına lisanslandırılmış tesislerde, bu lisans süresince 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (a), (b)  veya (ç) fıkralarında belirtilen fiillerin işlenmesi durumunda, malikin söz konusu fiillerden dolayı şüpheli, sanık veya hükümlü olmaması kaydıyla 29/4/2021 tarihinden önce yaptığı talebe istinaden mahkemelerce işletmenin tahliyesine karar verilmesi ve kararın kesinleşmesi ya da söz konusu tarihten önce yapılan talebe istinaden tahliye kararı kesinleşmeden kiracı tarafından tesisin rıza ile terk edilmesi üzerine, bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce kesinleşen kararlar veya terk edilen tesisler için bu maddenin yürürlüğe girmesinden, tahliye kararı bu maddenin yürürlük tarihinden sonra kesinleşenler için ise kesinleşmeden itibaren üç ay içinde Kuruma yeni lisans için başvurulması hâlinde, söz konusu tesis için 20 nci maddenin ikinci fıkrasının (g) bendi uygulanmaz. Varsa mevcut geçici durdurma hali ancak yeni lisans verilmesi durumunda kaldırılır.

Yukarıda yer alan yasal düzenlemeden de görüleceği üzere 29/4/2021 tarihinden önce kira sözleşmesi ile kullanım hakkı devredilmiş ve devralan adına lisanslandırılmış tesislere ilişkin; aleyhe kanun hükmü geriye doğru yürümeyeceğinden Anayasaya uygun yeni bir düzenleme yapılmıştır.

25.03.2024

Kaynak: www.MuhasebeTR.com

Ahmet Korkmaz
Vergi Başmüfettişi
ahmet.korkmaz@vdk.gov.tr

E-İhracat Destekleri

Uncategorized

E-İhracat Destekleri

Ticaretin yerelden ulusala, ulusaldan da küresele çok hızlı biçimde evrildiği dönemleri yaşıyoruz. Kısa bir süre önce uluslararası taşımacılık konteyner bazlı yapılırken, günümüzde artık kargo paketi olarak gerçekleşmekte. Amazon, Etsy, Aliexpress gibi sitelerden verilen siparişler bir hafta içinde dünyanın bir ucundan diğer ucuna kapıda teslim edilmekte.

Tüm dünyada ticaret bu yönde gelişmekte olduğundan, elbette bizim girişimcilerimiz de e-ihracata yönelmektedir.

Bu yazımızda e-ihracat gerçekleştiren firmaların faydalanacağı desteklerden bahsedeceğiz.

1- Maliye Bakanlığı Destekleri

Bu desteklerden faydalanmak için limited veya anonim şirket olma zorunluluğu yoktur. Vergi mükellefiyeti bulunan tüm gerçek ve tüzel kişiler vergi desteklerinden faydalanabilir.

KDV-ÖTV İadeleri: Yurtdışına ihraç edilen mal ve hizmetlerin alımında ödenen ve alış faturasında gösterilen KDV ile ÖTV, vergi dairesi tarafından ihracatçıya iade edilir.

Gelir/Kurumlar Vergisi İndirimleri: Bilindiği üzere kurumlar vergisi genel oranı %25 olarak uygulanmaktadır. Ancak ihracatçıların ihracat kazançlarında kurumlar vergisi %20 olarak hesaplanmaktadır. Şahıs mükellefiyeti olanlar ise gerçekleştirdikleri mal ihracatı kapsamında elde ettikleri kazancın %50’sini beyan edilen kazançtan indirebilirler.

Damga ve Harç İstisnaları: İhracat ve ihracata ilişkin işlemler ile diğer döviz kazandırıcı faaliyetler damga vergisinden ve harçlardan müstesna olduğundan bu işlerle ilgili olduğunda damga vergisi ve harç ödenmez.

Vergisel avantajlarla ilgili detaylara önceki yazılarımızda yer verdiğimizden burada özet olarak belirttik. Şimdiyse Ticaret Bakanlığı desteklerinden bahsedeceğiz.

2- Ticaret Bakanlığı Destekleri

İhracat ve ihracatçıya sağlanan destekler 5973 Sayılı İhracat Destekleri Hakkında Karar’da yer almaktadır. Bir önceki yazımızda bu konu hakkında bilgi vermiştik.

E-ihracata ilişkin destekler ise 5986 Sayılı E-İhracat Destekleri Hakkında Karar’ da yer almaktadır.

E-ihracat olarak kısaltılan elektronik ihracat, online mağazalar ve pazaryerleri aracılığıyla yapılan ihracatı tanımlamaktadır. Burada miktar veya tutar olarak bir sınırlama bulunmamaktadır. Ancak

  • Bu desteklerden şahıs firmaları faydalanamaz, sadece limited ve anonim şirket statüsünde olanlar faydalanabilir.
  • Bu destekler yalnızca Türk menşeli ürünlere yönelik olarak sağlanır.
  • E-ihracata konu ürünler tescilli olmalıdır.

Dijital Pazaryeri Tanıtım Desteği

Bakanlık tarafından belirlenen pazaryerleri için, program kapsamına alınan dijital pazaryerleri üzerinden gerçekleştirin, dijital reklam üzerinden dönen dijital pazaryerleri tanıtım giderleri 20.971.151 TL’ ye kadar desteklenir.

Destek Oranı %50, destek süresi 3 yıldır. Destek tutarı toplam yıllık satışların %10’unu geçemez.

Sipariş Karşılama Hizmeti Desteği

E-ihracat şirketlerinin, birim başına sipariş karşılama hizmeti gideri, iade kabul dahil ve depolama giderleri yıllık 20.971.151 TL’ ye kadar desteklenir.

Destek Oranı %50, destek süresi 3 yıldır. Yıllık destek tutarı, o ülkeye yaptığınız ihracatın %10’unu geçemez.

Pazaryeri Komisyon Gideri Desteği

Bakanlıkça belirlenen ülke ve pazaryerleri için pazaryeri komisyon desteği verilerek, şirketin bu pazaryerlerinde ürünlerini sergilemelerinin teşvik edilmesi amaçlanmaktadır. Bu destek limiti yıllık 2.096.497 TL’ye kadardır.

Çevrimiçi Mağaza ve Ülke E-ticaret Paydaşlarından Alınan Hizmetler Desteği

Yurt dışında açılan birimler için vergi, resim, harç dahil olmak üzere brüt kira ve komisyon giderleri birim başına yıllık 4.192.994 TL’ye kadar desteklenir. (Şirketler için bir önceki yıl 2,5 Milyon ABD dolar ihracat gerçekleştirme şartı vardır.)

Klasik ihracatta destekler, harcamalar gerçekleştikten sonra sağlanırken; E-ihracatta bu desteklerden faydalanabilmek için önceden onay alma mecburiyeti bulunmaktadır. Yani Bakanlığa sunulan ve onay alınan harcamalar desteklenir. Desteklerden faydalanmak isteyen girişimcilerin bu detaya göre planlama yapmasını tavsiye etmekteyiz.

26.03.2024

Kaynak: www.MuhasebeTR.com

Aydın Şahin
Yeminli Mali Müşavir
E. Vergi Müfettişi
aydinsahin@generaldenetim.com

Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamında Yatırıma Katkı Tutarının Vergi Borçlarına Mahsubu

Uncategorized

Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamında Yatırıma Katkı Tutarının Vergi Borçlarına Mahsubu

1- GİRİŞ

26 Ekim 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 7338 Sayılı Kanunun 60.Maddesi ile yapılan düzenleme kapsamında Yatırım Teşvik Belgesi kapsamında yapılan yatırım harcamasına yatırıma katkı oranı uygulanmasıyla hesaplaman yatırıma katkı tutarının %10’luk kısmı ÖTV ve KDV hariç olmak üzere tahakkuk ettirilmiş diğer vergi borçlarından mahsup edilebilmektedir.

Resmi Gazetede yayınlanan düzenleme ile yatırım harcamaları ile hak kazanılan yatırıma katkı tutarlarının mükelleflere geri dönüşünün hızlandırılması ve yatırım teşvik belgesi sahibi yatırımcılara sağlanan desteklerin daha etkinleştirilmesi hedeflenmektedir. Bu kapsamda mükellefler diğer vergi borçlarının terkini suretiyle kullanılan tutarın bir katına isabet eden yatırıma katkı tutarından vazgeçildiği kabul edilir.

2- DÜZENLEMENİN AMAÇLARI

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından düzenlenen Yatırım Teşvik Belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançlar için gerek yatırım döneminde, gerekse de yatırımın işletilmesi döneminde yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar, indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisi uygulanabilmektedir.

Yatırım döneminde olan firmaların ekseriyeti, hak ettikleri katkı tutarlarından tam olarak yararlanmalarını sağlayacak kurumlar vergisi matrahı beyan edememekte, bir diğer ifadeyle hak kazanılan yatırıma katkı tutarlarının mükelleflere geri dönüşü belli bir zamanı alabilmektedir.

26/10/2021 tarih ve 31640 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7338 Sayılı “Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile hak kazanılan yatırıma katkı tutarının bir kısmının diğer vergi borçlarından mahsup edilmesine yöneliktir.

3- YATIRIMA KATKI TUTARININ %10’UNUN DİĞER VERGİ BORÇLARINA MAHSUBUNA İLİŞKİN DÜZENLEMELER

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun İndirimli Kurumlar Vergisi başlıklık 32/A maddesinin 2.fıkrasının 8.maddesine yapılan düzenleme ile aşağıdaki şeklini almıştır.

(8) (7338 sayılı kanunun 60 ıncı maddesiyle eklenen bent; Yürürlük: maddesi 1/1/2022 tarihinden itibaren yapılacak yatırım harcamalarına uygulanmak üzere 26.10.2021)Yatırım teşvik belgesi bazında yapılan yatırım harcamasına yatırıma katkı oranının uygulanmasıyla belirlenen tutarın %10’luk kısmı, kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı takip eden ikinci ayın sonuna kadar talep edilmesi şartıyla,  özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç olmak üzere tahakkuk etmiş diğer vergi borçlarından terkin edilmek suretiyle kullanılabilir. Terkin talebinde bulunulabilecek tutar, hak edilen yatırıma katkı tutarından indirimli kurumlar vergisi yoluyla kullanılan yatırıma katkı tutarının düşülmesinden sonra bulunan tutarın yarısından fazla olamaz. Diğer vergi borçlarının terkini suretiyle kullanılan tutarın bir katına isabet eden yatırıma katkı tutarından vazgeçildiği kabul edilir, diğer vergilerden terkini talep edilen tutar ile vazgeçilen yatırıma katkı tutarları dolayısıyla vergi matrahına indirimli oranda kurumlar vergisi uygulanmaz. Bu fıkra kapsamında diğer vergi borçlarından terkin edilebilecek toplam tutar, ilgili yatırım teşvik belgesi kapsamında fiilen yapılan yatırım harcamalarına, yatırıma katkı oranı uygulanmak suretiyle hesaplanan tutarın %10’undan fazla olamaz.

4- DÜZENLEME KAPSAMINDAKİ MÜKELLEFLER TARAFINDAN (KDV-ÖTV HARİÇ) VERGİ BORÇLARINA MAHSUP TALEPLERİNİN SÜRESİ

7338 Sayılı Kanun kapsamında yapılan düzenlemeyle yatırım teşvik belgesi bazında yapılan yatırım harcamasına yatırıma katkı oranının uygulanmasıyla hesaplanan yatırıma katkı tutarının %10’luk kısmı, kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı takip eden ikinci ayın sonuna kadar talep edilmesi şartıyla, özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç olmak üzere tahakkuk etmiş diğer vergi borçlarından terkin edilmek suretiyle kullanılabilecektir. Yapılan düzenleme ile Nisan ayından verilecek kurumlar vergisi beyannamesini takip eden 2. Ayının (Haziran) sonuna kadar mahsup talep edilmesi halinde vergi daireleri tarafından diğer vergi borçlarına ait talepler yerine getirilebilmektedir.

5- DÜZENLEME KAPSAMINDA ÖRNEK UYGULAMALAR

Örnek 1:

100.000,00 TL tutarındaki yatırıma katkı tutarını diğer vergi borçlarından terkini talep eden bir mükellefin hak ettiği yatırıma katkı tutarı (100.000,00 + 100.000,00 ) 200.000,00 TL azalmış olacaktır. Söz konusu düzenleme kapsamında diğer vergi borçlarına terkini (mahsubu) suretiyle kullanılan tutarın bir katına isabet eden yatırıma katkı tutarından vazgeçildiği kabul edilir, diğer vergilerden (ÖTV ve KDV Hariç) terkini talep edilen tutar ile vazgeçilen yatırıma katkı tutarları dolayısıyla vergi matrahına indirimli kurumlar vergisi uygulanmaz.

Örnek 2:

A Sanayi A.Ş. imalat sanayiine yönelik düzenlenen yatırım teşvik belgesi kapsamında 2023 yılında 10.000.000,00 TL tutarında yatırım harcaması gerçekleştirmiştir. Söz konusu yatırım harcaması nedeniyle uygulanacak yatırıma katkı oranı % 50’dir. A Sanayi A.Ş.’nin 2023 yılında geçmiş yıllardan gelen mahsup edilebilir geçmiş yıllar zararı nedeniyle kurumlar vergisi matrahı hesaplanmamaktadır.

Buna göre A Sanayi A.Ş.’nin tahakkuk etmiş vergi borçlarından (ÖTV ve KDV hariç) terkin edebileceği katkı tutarı (10.000.000,00 x % 50 ) x % 10 = 500.000,00 TL tutarındadır. Ancak A Sanayi A.Ş. söz konusu katkı tutarını, vergi borçlarından terkin etmek suretiyle kullanırsa, A Sanayi A.Ş.’nin 2024 yılına devreden katkı tutarı (500.000,00 + 500.000,00 =) 1.000.000 TL azalacak ve kalan yatırıma katkı tutarı 4.000.000 TL olacaktır.

Örnek 3:

B Çelik A.Ş. imalat sanayiine yönelik düzenlenen yatırım teşvik belgesi kapsamında 2023 yılında 60.000.000,00 TL tutarında yatırım harcaması gerçekleştirmiştir. Yatırım harcaması için uygulanacak yatırıma katkı oranı % 45’dir.

B Çelik A.Ş.’nin yatırım döneminde diğer faaliyetlerinden elde ettiği gelirler için anılan yatırım teşvik belgesi kapsamında indirimli kurumlar vergisi uygulanması suretiyle 3.000.000,00 TL yatırıma katkı tutarından faydalanmıştır.

B Çelik A.Ş.’nin tahakkuk etmiş vergi borçlarından (ÖTV ve KDV hariç) terkin edebileceği katkı tutarı öncelikle ((60.000.000,00 x (% 45)) x % 10 =} 2.700.000,00 TL olarak hesaplanmaktadır.

Ancak, terkin talebinde bulunulabilecek tutar, hak edilen yatırıma katkı tutarından indirimli kurumlar vergisi yoluyla kullanılan yatırıma katkı tutarının düşülmesinden sonra bulunan tutarın yarısından fazla olamaz. Buna göre, mükellef tarafından 2.700.000,00 TL diğer vergi borçlarına mahsup talep edilmesi halinde 2.700.000,00 + 2.700.000,00 = 5.400.000,00 TL yatırıma katkı tutarı azalacaktır.

Mükellef tarafından daha önceden diğer kazançlarına uyguladığı yatırıma katkı tutarı olan 3.000.000,00 TL ve yine mahsup talebi ile yatırıma katkı oranında 5.400.000,00 TL azalma meydan geleceğinden (3.000.000,00 + 5.400.000,00 ) = 8.400.000,00 TL yatırıma katkı tutarında azalma meydana gelecektir.

Toplam yatırım tutarı 60.000.000,00
Yatırıma katkı oranı : 40%
Yatırıma katkı tutarı
60.000.000,00 * %40
24.000.000,00
2023 yılı diğer kazançlara uygulanan yatırıma katkı tutarı 3.000.000,00
Diğer vergi borçlarına mahsubu nedeni ile düşülmesi gereken yatırıma katkı tutarı 5.400.000,00
Kalan yatırıma katkı tutarı
(24.000.000,00-(3.000.000,00+5.400.000,00))
15.600.000,00

SONUÇ

7338 Sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeyle yapılan yatırım harcamaları nedeniyle hak kazanılan yatırıma katkı tutarlarının mükellefe geri dönüşünün hızlandırılması ve yatırımcıya sağlanan desteklerin daha etkin hale getirilmesi hedeflenmektedir. Ancak diğer vergi borçlarına mahsup edilen tutar kadar ayrıca yatırıma katkı tutarından 1 katına isabet eden kısmının vazgeçilmesine dair kısıtlayıcı düzenleme nedeniyle, getirilen düzenlemenin etkinliği zayıflamaktadır.

KAYNAKLAR

7338 sayılı kanunun 60.maddesi

5520 sayılı kanun madde 32/a 2.fıkrasının 8.maddesi

27.03.2024

Kaynak: www.MuhasebeTR.com

Turgay Yılmaz
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
turgayyilmaz@outlook.com

ŞİRKETLERİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI / ENFLASYON DÜZELTMESİ İLİŞKİSİ

Uncategorized
ŞİRKETLERİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI / ENFLASYON DÜZELTMESİ İLİŞKİSİ PDF Yazdır e-Posta
26 Mart 2024
ŞİRKETLERİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI / ENFLASYON DÜZELTMESİ İLİŞKİSİ

Enflasyon Düzeltmesinde; “Devir/Devralma”, “Tür Değişikliği”, “Tam Bölünme”, “Kısmi Bölünme”, “Hisse Değişimi” veya “Vergili Birleşme” yapıldı ise eski şirketin defter kayıtlarına ve evraklarına ulaşılabiliyor mu ?

Şirketlerin yeniden yapılandırılması; şirketlerin vergili birleşmesi, bir şirketin diğerini devralması, tür değiştirmesi, bir şirketin tam veya kısmi bölünmesi veya hisse değişimi gibi çeşitli şekillerde gerçekleştirilebilmektedir. Şirket yeniden yapılandırmaları; şirket değerinin artırılması, şirket yönetimi ve yapısının yeniden organize edilmesi, miras paylarının paylaştırılması, malvarlığı ile üretim veya hizmet işletmelerinin satışı gibi çok çeşitli amaçlarla gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle, şirket birleşmeleri veya bir şirketin tam veya kısmi bölünmesi, tür değiştirmesi ticari hayatın en sık karşılaşılan olgularındandır.

Enflasyon düzeltmesi müessesesi, yol haritası işlem adımlarına başlamadan önce, hazırlık aşamasında, açıklığa kavuşturulması gereken hususlardan birisi de daha önce şirketin herhangi bir yeniden yapılandırma işlemine katılıp katılmadığı hususudur:

  1. Eğer Şirket daha önce bir yeniden yapılandırmaya işlemine katıldı ise işlem türü ve bilançoda yer alan düzeltmeye tabi hesaplardan hangilerinin bu işlemle devralındığı tespit edilmelidir. Bu konularda, bu işlemlere ilişkin Ticaret Sicil Gazetesi tescil ve ilan metinleri ile YMM Raporları incelenerek karar verilebilir.
  2. Şirket; devir, tür değişikliği, kısmi bölünme, tam bölünme ve hisse değişimi gibi mukayyet (kayıtlı) değerlerle gerçekleştirilen bir işleme devralan şirket olarak katılmış ise öncelikle bu işlemlere taraf diğer şirketten devralınan hesaplar tespit edilmelidir.
  3. Daha sonra, devreden, tür değiştiren, tam/kısmi bölünen veya hisse değişimi yapan şirketlerin defter kayıt ve belgelerinin, mevcutsa bu şirketlerden veya sona ermişse bu şirketlerin yasal defterleri ve belgelerini muhafaza eden kişilerden istenmesi gerekir.
  4. Devreden/bölünen/hisse değiştiren şirketin defter kayıt ve belge tarihlerine göre bu hesapların düzeltmeye esas tarihleri (DET) ve düzeltmeye esas tutarlarının (DETU) tespiti,
  5. Tespit edilen DETU ve DET’e ait düzeltme katsayısı dikkate alınarak enflasyon düzeltmesi yol haritası işlem adımlarına parasal olmayan hesapların düzeltilmiş değerlerinin hesaplanması adımından devam edilmesi1. (Aşağıdaki dipnota göre 5. adımdan itibaren)

Eğer Şirket, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 18. maddesine göre rayiç değerler üzerinden yapılan vergili bir birleşmeye katılmış ise birleşen şirketten devralınan hesaplar bakımından DET olarak birleşmenin ticaret siciline tescil tarihi ve DETU olarak ise birleşilen şirket defterine kaydedilen rayiç bedel esas alınacaktır.

DETU bakımından reel olmayan finansman maliyeti (ROFM) veya özsermayede yer alan fon hesapları bakımından yapılması gereken işlemler, şirket yeniden yapılandırılması işlemleriyle devralınan hesaplar bakımından da aynı şekilde gerçekleştirilir.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 81. maddesine uygun olarak ticari işletmenin, bilançosunun kayıtlı değerleri üzerinden sermaye şirketi tarafından devralınması veya tür değiştirerek ticaret şirketine dönüşmesi ile kollektif ve komandit şirketlerin kayıtlı değerler üzerinden tür değiştirerek sermaye şirketine dönüşmesi hallerinde, DET olarak, devralınan ticari işletme veya şirketin defter kayıt tarihleri esas alınacaktır.

İktisadi işletmeye dâhil olup enflasyon düzeltmesine tabi hesapların, işletmeye dahil olduğu, DET ve DETU bilgilerinin belgelendirilmesi zorunludur. Kayıtların belgelendirilmesi bakımından Vergi Usul Kanunu’nun 227-mük. 257. maddeleri dikkate alınacaktır.

Önceki şirketin defter kayıtlarına ulaşılmakla birlikte defter kayıtlarından DET ay olarak tespit edilemiyorsa, ilgili hesabın aktife alındığı yılın ilk ayının; yıl olarak tespit edilemiyorsa şirketin/işletmenin kurulduğu yılın ilk ayı DET olarak esas alınır. Şirketin veya işletmenin 2005 yılından önceki bir tarihte kurulmuş olması halinde 2005 yılının Ocak ayı DET kabul edilir.

Önceki şirketin defter kayıtlarına ulaşılamıyor veya tüm araştırmalara rağmen DET tespit edilemiyorsa, DET olarak işlemin ticaret siciline tescil tarihi dikkate alınacaktır.

Şirket; işlemlere kısmi bölünen veya hisse değiştiren bir şirket olarak katılmış ise öncelikle bu işlem hakkında, devredilen hesaplar ile bunlara ilişkin defter kayıtları ve evrakları bakımından işlemin diğer tarafı olan devralan şirketi bilgilendirmelidir.

2024 yılında gerçekleştirilen devir, tür değişikliği, tam bölünme ve birleşme hallerinde, devir, bölünme veya birleşmenin bünyesinde gerçekleştiği kurum, ortadan kalkan şirket veya şahıs işletmesinin 31.12.2023 tarihine ait bilançosunu enflasyon düzeltmesine tabi tutacaktır. Kısmi bölünme ve hisse değişimi hallerinde ise devreden şirket varlığı devam ettiğinden 31.12.2023 tarihli bilançosunu kendileri enflasyon düzeltmesine tabi tutacaktır.

Enflasyon düzeltmesi şartlarının 2024 hesap dönemi ve izleyen dönemlerde (geçici vergi dönemleri dâhil) devam edip etmediğinin Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından tespitine bağlı olarak enflasyon düzeltmesi işlemleri yapılacaktır. Bu nedenle, 2024 yılı içerisinde ticaret siciline tescil ettirilecek devir, tür değişikliği, tam bölünme ve birleşme hallerinde ise tescil tarihine kadar geçen geçici vergi dönemleri ile hesap dönemi sonu itibariyle düzeltmeye tabi hesaplar hangi şirketin defterlerinde kayıtlı ise o şirket tarafından enflasyon düzeltmesi yapılacaktır. İzleyen geçici vergi dönemleri ile hesap dönemi sonu itibariyle bir önceki geçici vergi döneminden itibaren enflasyon düzeltmesi işlemleri ise devralan şirket tarafından yapılacaktır. Yani, enflasyon düzeltmesinde amortisman ayırma işleminde olduğu gibi tescil tarihine göre hesaplanan gün sayısını esas alan kıst tutara göre düzeltme yapılması söz konusu değildir. Ayrıca, enflasyon düzeltmesini hangi şirketin yapacağı değerlendirmesi, ticaret siciline tescil tarihine göre değil, geçici vergi dönemi veya hesap dönemi sonu itibariyle yapılacaktır. Kısmi bölünme ile hisse değişimi işlemlerinde de aynı değerlendirme geçerlidir.

Örneğin, Hesap dönemi takvim yılı olan (A) Ltd. Şti., 10/05/2024 tarihinde, (B) Ltd Şti tarafından Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19/1. maddesine uygun olarak mukayyet değerler üzerinden tüm aktif ve pasifiyle birlikte devralınmak suretiyle birleşmiştir. (A) Ltd. Şti’nin 30/6/2023 tarihinde satın aldığı arsa, önce 31/12/2023 tarihine daha sonra 31/03/2024 tarihine kadar (A) Ltd. Şti. tarafından; 30/06/2024, 30/09/2024 ve 31/12/2024 tarihlerinde ise (B) Ltd. Şti tarafından taşıma katsayısıyla çarpılarak enflasyon düzeltmesine tabi tutulacaktır.

ŞENOL KOCER

Founder & Director of KR Law & Tax

1 Enflasyon düzeltmesi yol haritasında takip edilmesi gereken işlem adımları, aşağıda sırasıyla belirtilmiştir:

 

  • 2023 yılı Gelir Vergisi/Kurumlar Vergisi beyanına esas gelir tablosu ve bilançonun hazırlanması,
  • Bilançoda yer alan hesaplardan hangilerinin parasal hangisinin parasal olmayan hesap olduğunun tespit edilmesi,
  • Parasal olmayan aktif ve pasif hesapların düzeltmeye esas tarihlerinin (DET) belirlenmesi,
  • Parasal olmayan aktif ve pasif hesapların düzeltmeye esas tutarlarının (DETU) tespiti,
  • DETU ile DET’e ait düzeltme katsayısı çarpılarak parasal olmayan hesabın düzeltilmiş değerinin hesaplanması,
  • Düzeltme sonrası değerler ile düzeltme öncesi değerler arasındaki enflasyon farklarının muhasebeleştirilmesi,
  • Parasal olmayan hesaplar düzeltilmiş değerleriyle; parasal hesaplar ilk bilançodaki değerleriyle yer alacak şekilde düzeltme sonrası bilançonun hazırlanması,
  • 2023 yılı gelir/kurumlar vergisi beyannamesine düzeltme öncesi bilanço ve düzeltme sonrası bilançonun birlikte eklenmesi.

 

 

https://www.ozdogrular.com/v1/content/view/52897/178/

 

Enflasyon Düzeltmesinde Son Hatırlatmalar

Uncategorized

Enflasyon Düzeltmesinde Son Hatırlatmalar PDF Yazdır e-Posta
27 Mart 2024
Kıymetli okurlarım, daha önceki yazılarımda da belirttiğim üzere şirketlerimiz, mali müşavirleri, yeminli mali müşavirleri, CFO’ları ve şirket yönetiminin en sıcak gündemi bu aralar hiç kuşkusuz Enflasyon Düzeltmesi.

İş dünyası, enflasyon düzeltmesinde sürprizleri gördükçe ve enflasyon düzeltmesi işlemlerinin tahmin ettikleri beklentiyi karşılamadığının farkına vardıkça Mali İşler birimi yöneticilerine, mali müşavir ve yeminli mali müşavirlerine başvurmakta ve çoğu zamanda serzenişlerde bulunmaktadır. Oysaki enflasyon düzeltmesi uygulaması her işletmede o işletmenin bilanço yapısına göre farkı vergisel etkiler doğurması öteden beri bilinen ve kanun gerekçesinde dahi yer alan durum…

Daha önce de pek çok yazarımızın bahsettiği gibi, varlıklarını, yatırımlarını öz sermaye yerine zorunlu olarak borçla finanse etmek durumunda olan işletmelerimiz açısından enflasyon düzeltmesi işlemleri 2024 ve devamında ilave vergi etkisi yaratabilecek niteliktedir.

Genel olarak, diğer tüm değişkenler sabit kaldığı varsayımımızda; bilançolarının aktif tarafındaki düzeltmeye tabi parasal olmayan varlık kalemi tutarı, bilançolarının pasif tarafındaki düzeltmeye tabi parasal olmayan kaynak (borçlar ve özkaynaklar) toplamından fazla olan işletmeler, bu aradaki fazlalık tutarının 2024 ilgili dönemlerine ait Yİ-ÜFE ndeki artış oranı ile çarpılması ile bulunacak tutar kadar ilave vergi matrahı oluşacak ve bu ilave vergi matrahı da doğal olarak ilave vergi yükü oluşturacaktır. Bu durumun tersi olan işletmelerde ise durum daha olumlu ve yapılacak düzeltme işlemleri bu işletmelerde vergi matrahının daha az oluşmasına ve daha az vergi yükü ile karşılaşmalarına yol açabilecektir. İşte bu özelliği nedeniyle, işletmelerimiz geçen yılın son çeyreğinden bu yana Öz Sermayelerini güçlendirmeye yönelik çalışmalarına ağırlık verdiler ve halen bu yönde çalışmalarını ellerinden gelen tüm imkanları kullanarak sürdürmeye çalışıyorlar…

Kıymetli okurlarım, bu haftaki yazımda, enflasyon düzeltmesi uygulamasında hatırlatma babından önemli olduğunu değerlendirdiğim hususları sizlerle paylaşmayı arzu ettim. Bu hususların kaynağı, bizlere sahadan gelen sorular, meslektaşlarımızca sahada yapılan tespit ve paylaşımlarda yer verilen açıklamalar, eğitim seminer ve sunumlarında ortaya konulan konular olduğunu ve bunlardan istifade ettiğimi belirtmekte yarar görüyorum. Bu yönüyle; bilgi ve paylaşımları ile enflasyon düzeltmesi literatürüne katkı sağlayan tüm meslektaşlarımıza, Gelir İdaresi Başkanlığında enflasyon düzeltmesine yönelik mevzuatın geliştirilmesinde görev alan tüm bürokratlarımıza emekleri için bu köşemizden teşekkürlerimizi de iletmiş olalım. Uygulama kapsamında her gün ve yeni tartışılacak konuların ortaya çıkmakta olduğunu ve bunların da vergi idaremizce titizlikle takip edilerek, tüm paydaşların gecikilmeden zamanında aydınlatılmasında büyük yarar görüyorum.

Gelelim bazı kritik hatırlatmalarımıza…

  • 12.2023 tarihli bilançoların enflasyon düzeltmesine tabi tutulmasına ilişkin muhasebe kayıtları 2023 yılı defterlerine yapılmalıdır. Her ne kadar 31.12.2023 tarihli bilanço aynı zamanda 1.1.2024 tarihli açılış bilançosu ile aynı olsa da 2023 yılına ilişkin enflasyon düzeltmesi kayıtlarının 2023 yılı kanuni defterlerine kaydedilmesi gereği bulunmaktadır (VUK 555 SN GT, md.51/1)
  • Enflasyon düzeltmesinde, düzeltmeye tabi tutulacak her bir aktif ve pasif kalemi için o varlık veya pasif kaleminin altında Enflasyon Fark Hesabı açılmalı, düzeltme sonrası değer ile düzeltme öncesi değer arasındaki fark tutarı bu fark hesaplarının borcuna veya alacağına ve aynı zamanda da bu kayıtların karşılığı olmak üzere 698-Enflasyon Düzeltmesi Hesabı’nın alacağına veya borcuna kaydedilmelidir.
  • 12.2023 tarihli bilançonun düzeltilmesi neticesinde; 698 Hesabın alacak bakiyesi vermesi halinde 570-Geçmiş Yıllar Karları hesabına (bu hesabın alt kırılımında) borç bakiyesi vermesi halinde ise 580-Geçmiş Yıllar Zararları (-) hesabına ( bu hesabın alt kırılımında) kayıt yapılarak, enflasyon düzeltmesinin geçmiş yıllar karı veya zararı etkisi bulunmalıdır.
  • 12.2023 tarihli bilançonun düzeltilmesi neticesinde oluşan 570-Geçmiş Yıllar Karları hesabı veya 580-Geçmiş Yıllar Zararları (-) hesabı 2023 yılı Gelir veya Kurumlar Vergisi Matrahının tespitinde kar veya zarar olarak dikkate alınmayacak. Ancak bu tutarlar, 2024 açılış bilançosunda düzeltmeye tabi tutulacak bir kıymet olarak yer alacak ve bu nedenle de 2023 düzeltmesinde 570 hesabı oluşan işletmeler, 2024 ve devamındaki düzeltme işlemlerinde bu hesap nedeniyle ilave GİDER etkisinden (570 hesabın alacağına ve 698 hesabına borcuna kayıt nedeniyle) yararlanacak, 580 hesabı oluşan işletmeler ise 2024 ve devamındaki düzeltme işlemlerinde bu hesap nedeniyle ilave GELİR etkisine (580 hesabın borcuna ve 698 hesabına alacağına) maruz kalacaklardır. Tüm bu Gider ve Gelir etkilerini bilançonun tümü (aktif ve pasifinin düzeltme sonrası değerleri) birlikte dikkate alındığında ilk bakışta birbirini nötrleyeceği düşünülebilir, ancak bu nötrleşme esasen uzun vadede olacağı kısa vadede ise net gelir veya gider etkisi yaratacağı kanaatindeyiz.
  • 2023 yılı sonu bilançosunun enflasyon düzeltmesine tabi tutulması sonucunda, 580-Geçmiş Yıllar Zararları (-) hesabı oluşması halinde (698 hesabın borç bakiyesi vermesi halidir), bu zarar tutarı işletme bilançosunun pasifinde yer alan ÖZ SERMAYE hesaplarına ilişkin olumlu farklar ile (502, 520, 540, 541, 542, 548, 549 hesapları ) mahsup edilebilir. Bu durumda, düzeltme sonrası bilançoda öz sermaye hesaplarına ilişkin fark hesaplarının azaltılması karşılığında, düzeltme sonucunda oluşan 580 hesap da azaltılmış hatta tamamen ortadan kaldırılmış olabilecektir. Böylece, esasen 2024 ve devamında düzeltmesi nedeniyle Gelir Etkisi yaratacak 580 hesap ortadan kaldırılmış veya azaltılmış olacaktır.
  • Parasal olsun veya olmasın Verilen ve Alınan Avanslar hesaplarından yabancı para cinsinden olanları, düzeltme öncesinde dönem sonu kur değerlemesine tabi tutularak 646 veya 656 hesaplar yoluyla dönem gelir tablosuna gelir veya gider olarak dikkate alınmalı ve bu avans hesapları düzeltme tarihindeki (31.12.2023) kur ile düzeltilme işlemine de tabi tutulacaktır. Değerleme ve düzeltme işleminde dikkate alınan her iki kurun aynı olması nedeniyle düzeltme farkının bu avans hesapları için sıfır olması beklenmektedir.
  • Yeniden değerlemeye tabi tutulmuş duran varlıkların, düzeltmeye esas tarihi en son yapılan yeniden değerleme tarihi olacak ve düzeltmeye esas tutar da en son yapılan yeniden değerleme sonrası bulunan tutar olacaktır.
  • Yeniden değerlemeye tabi tutulmuş iktisadi kıymetler düzeltmeye tabi tutulurken, maliyetleri içinde finansman maliyetleri (faiz gideri, kur farkı gideri, vade farkları vb.) bulunsa dahi, reel olmayan finansman maliyeti ayrımı yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
  • Finansal kiralamadan kaynaklansa dahi 260 hesapta takip edilen HAKLAR hesabının maliyetleri içinde bulunan finansman maliyetleri için reel olmayan finansman maliyeti ayrımı yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
  • Serbest Meslek Erbapları ile İşletme Hesabı esasında defter tutan mükellefler bilanço esasında defter tutmazsalar dahi, amortismana tabi iktisadi kıymetlerini hem 2023 yılı sonunda (vergi etkisi olmaksızın) hem de 2024 ve devamında (vergi etkisi olarak) enflasyon düzeltmesine tabi tutabileceklerdir.
  • Bilanço esasına göre defter tutan tüm mükellefler (ister gelir vergisi mükellefi olsun, ister kurumlar vergisi mükellefi olsun) 31.12.2023 tarihli bilançoları ile 2024 ve devamına ait dönem (geçici vergi dönemleri dahil) bilançolarını enflasyon düzeltmesine tabi tutacaklardır.
  • En son yapılmış 2004 yılı enflasyon düzeltmesinden gelen ve halen bilançoda yer alan 502-Sermaye Düzeltmesi Olumlu Farkları veya 503-Sermaye Düzeltmesi Olumsuz Farkları (-) hesapları da hem 31.12.2023 tarihli bilançonun düzeltilmesi sırasında hem de 2024 ve devamında yapılacak düzeltme işlemlerinde düzeltmeye tabi tutulacaktır.
  • Öz sermaye hesaplarına ilişkin olumlu fark hesapları; kurumlar vergisi mükellefleri tarafından, TTK uygulamaları bakımından gerekli olan diğer gereklilikler de karşılanmak kaydıyla Sermayeye eklenmesi mümkün bulunmaktadır.
  • 1.2024 tarihinden önce sermaye hesabına ilave edilmiş olan; Geçici 31, Geçici 32 ve Mük.298 Ç’den gelen Yeniden Değerleme Değer Artış Fonları ile VUK 280/A dan gelen fonlar ve Varlık Barışları ile beyan edilmiş olan parasal nitelikli fonlar, düzeltmeye esas sermaye tutarının hesabında tenzil edilecek, bunlar dışında kalan ödenmiş sermaye unsurları düzeltmeye tabi tutulacaktır.
  • 1.2024 tarihinden önce sermaye hesabına ilave edilmiş olan; Varlık Barışları ile beyan edilmiş olan parasal olmayan nitelikli unsurlar (taşınmaz, altın vb.), düzeltmeye esas sermaye tutarının hesabında tenzil edilmeyecek ve sermayenin bu unsuru da (sermaye artırımının tescil tarihinden itibaren) düzeltmeye tabi tutulacaktır.
  • Varlık Barışları ile bildirilen varlık unsurları, sermayeye ilave edilmemiş ve özel fonlar hesabı altında yer alıyorsa, parasal nitelikte olanları düzeltilmemiş değerleri ile aynen bilançoda yer almaya devam edecek, parasal olmayan nitelikte olanları ise düzeltilmiş değerleri ile bilançoda yer alacaklardır.
  • 1.2.2023 tarihli bilançonun düzeltilmesinden kaynaklanan 570 veya 580 hesaplar, bilançolarda yer almaları kaydıyla 2024 ve devamındaki dönem sonları (geçici vergiler dahil) bilançolarının düzeltilmesi sırasında düzeltmeye tabi olacaklardır.
  • Enflasyon düzeltmesine tabi mükelleflerin tüm kazançları vergiden istisna olsa dahi enflasyon düzeltmesi yapmaları mecburiyeti devam ediyor.
  • TÜRMOB tarafından tüm meslek mensuplarının (hangi muhasebe programını kullanıyor olursa olsun, tüm mali müşavir ve yeminli mali müşavirlerin) kullanımına ücretsiz olarak açılan Türmob Enflasyon Düzeltme Programının kullanımı için sadece e-Birlik sistemine girilmesi yeterli. (Bu programın tüm camiaya kazandırılmasında emeği geçen başta TÜRMOB Genel Başkanı Sayın Emre KARTALOĞLU ile birlikte kıymetli TÜRMOB yönetim kurulu üyelerine ve bu programın geliştirilmesinde emeği geçen teknik, yazılım ve test-değerlendirme süreçlerinde görev alan tüm ilgililer büyük bir teşekkürü hak ediyorlar. Emeklerinize sağlık…)
  • Finansal kuruluşlar (Bankalar, 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu kapsamındaki şirketler, ödeme ve elektronik para kuruluşları, yetkili döviz müesseseleri, varlık yönetim şirketleri, sermaye piyasası kurumları ile sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketleri) da hem 31.12.2023 tarihli bilançolarını hem de 2024 ve devamı dönemlere (geçici vergi dönemi dahil) ilişkin bilançolarını enflasyon düzeltmesine tabi tutmaları zorunlu olup, bu kuruluşlar için 2024 ve 2025 dönemlerinde yapılan enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan kâr/zarar farkı, kurum kazancın tespitinde gelir veya gider olarak dikkate alınmayacaktır. Enflasyon düzeltmesi yapılacak olması halinde 2026 ve devamındaki yıllarda yapılacak enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan kâr/zarar farkı ise bu kurumların kurum kazancın tespitinde gelir veya gider olarak dikkate alınacaktır.
  • Finansal kuruluşların yapacağı enflasyon düzeltmesi neticesinde, duran varlıklarının enflasyon düzeltmesi nedeniyle değerinde yaşanan artışlar bu varlıkların maliyet unsuru olarak dikkate alınacak ve bu düzeltilmiş yeni değerler gerek amortismanların hesaplanmasında gerekse bu varlıkların satışı halinde satış kazancının hesaplanmasında dikkate alınacaktır.

Sizleri daha fazla detaya boğmadan bu hatırlatmalarımıza burada son verelim istiyorum.

Bu yazımızın son babında; sahadan yapılan gözlemlerimizde işletmelerin ve mali müşavir-yeminli mali müşavir camiasının son derece haklı gerekçeleri ile 2024 yılı birinci geçici vergi dönemi sonuna ait bilançoların enflasyon düzeltmesine tabi tutulmamasına yönelik talepleri bulunduğunu paylaşmak isterim. Zira, bir yandan 31.1.22023 tarihli bilançoların düzeltilmesi, bir yandan resmî tatil süreleri nedeniyle fiili çalışma zamanının azlığı, bir yandan 1. Geçici Vergi beyannamesinin verilmesi için en son düzeltme işleminden sonra kalacak sürenin (17 gün) oldukça darlığı ve uygulamanın uzun yıllar sonra ilk defa uygulanmaya başlanması nedeniyle saha pratiğinin yeterince oluşamamış olması, muhasebe yazılımları ve bilgisayar programlarındaki geliştirmelerin uygulayıcılar tarafından kullanılması sürecinde de yaşan uyum problemleri bu talepleri kanaatimizce esasen haklı kılmaktadır. Özellikle sahada uygulamanın sağlıklı yürütülmesi bakımından yoğun emek veren mali müşavir ve yeminli mali müşavir camiasından ve işletmelerimizden gelen bu talebin, 213 sayılı VUK’un Mük.298 A maddesinin (8) numaralı fıkrasının (b) bendinin Hazine ve Maliye Bakanlığımıza verdiği yetki çerçevesinde karşılanabileceğini değerlendiriyoruz.

Bir sonraki yazımızda buluşmak ümidiyle…

Abdullah KİRAZ

Yeminli Mali Müşavir

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/enflasyon-duzeltmesinde-son-hatirlatmalar/735938

Scroll to Top
Burcu YILDIZ İzmir Serbest Muhasebeci Mali Müşavir– 0531 020 5320 İZMİR Mali Müşavir Bürosu Konak / İZMİR Listesi – Mali Müşavir İzmir – Şirket Kuruluş İşlemleri
MENÜ